Yaşam Tarzı

Yeni araştırmalar, koku duyusu olmadan doğan insanların farklı nefes aldığını gösteriyor

koku duyusu

koku duyusu

Yeni bir çalışma, koku alma duyusu (anosmi) olmadan doğan insanların, yaşayanlara göre farklı nefes aldıklarını göstermiştir.

Araştırmacılar, koku alan kişilerin çevreyi hissetmek için daha fazla nefes aldığını, buna karşın anozmisi olanların nefes almada daha fazla duraklama yaşadığını ve hava akışının daha düşük olduğunu yazdı.  Guardian.

Bazı insanlar koku alma duyusunun önemsiz olduğunu düşünse de bilim adamı Charles Darwin bir keresinde bu duyunun "insanlık için son derece önemli olduğunu" söylemişti.

Solunumdaki bu değişiklikler, zihinsel sorunlar ve daha yüksek erken ölüm riski de dahil olmak üzere sağlık sorunlarıyla bağlantılı olabilir. 

Araştırmanın yazarları, beyin aktivitesini ve genel olarak sağlığı etkileyebileceği için bu değişiklikleri anlamanın önemli olduğunu vurguluyor.

"Bu duygunun tamamen önemsiz olduğuna dair görüşler var, ancak yine de onu kaybederseniz birçok kötü şey olabilir. İsrail Bilim Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Profesör Noam Sobel, "Bu yüzden bir paradoks gibi görünüyor" dedi.

Bu duyguyu kaybetmenin etkisi, Kovid belirtilerinden biri olması nedeniyle oldukça dikkat çekti.

Araştırmada Sobel ve ekibi, doğuştan koku duyusu olmayan 21 kişi üzerinde çalıştı ve bunları daha sonra bu duyuyu kaybeden 31 kişiyle karşılaştırdı.

Koku alma duyusu olan kişilerin çevrelerini hissetmek için anosmisi olanlara göre daha fazla nefes aldıklarını buldular. Bu fikir, koku alma duyusu olan kişilerin, koku içermeyen bir ortamda bulunduklarında ekstra nefes almalarının kendilerinde gerçekleşmediğini ortaya koyan başka bir deneyle desteklendi.

Bilim adamları ayrıca anozmisi olan kişilerin nefes almada daha fazla duraklama yaşadıklarını ve nefes verirken akıcılık puanlarının sorunu olmayanlara göre daha düşük olduğunu buldu.

Araştırmanın küçük olması da dahil olmak üzere bazı sınırlamaları olsa da bilim insanları, bunun koku duyusu ile nefes alma ve sağlık arasındaki bağlantıları incelemek için yeni fırsatlar açtığını ve koku duyusunun önemsiz olduğu fikrine meydan okuduğunu söyledi.