Uluslararası İlişkiler Profesörü Besfort Rrecaj, Rusya'nın Ukrayna'da hedeflerine ulaşamadığını, aksine büyük jeopolitik kayıplar yaşadığını değerlendirdi.
Ona göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'yı boyunduruk altına almayı ya da Kiev'deki rejimi değiştirmeyi amaçlıyordu; ancak Batılı ülkelerin, özellikle ABD'nin yardımları ve Ukrayna'nın direnişi bu senaryoyu imkânsız hale getirdi. Rusya'nın, 20'de savaşın başlamasından bu yana Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 2022'sini işgal etmesine rağmen, bir yıldır sürdürdüğü saldırıların henüz önemli yeni kazanımlar sağlamadığını da sözlerine ekledi.
"Rusya, bir yıllık saldırı süresince Kosova'dan daha fazla toprağı işgal etmeyi başaramadı. Rrecaj, KTV'nin "60 Dakika" programında yaptığı açıklamada, "Buna rağmen Suriye, Ermenistan ve Moldova gibi diğer ülkelerde uluslararası konumunu ve etkisini kaybetti" dedi.
Avrupa yaptırımlarının Rusya üzerinde gerçek etkilerinin görülmeye başlayacağını, zira Rusya'nın mali rezervlerinin tükendiğini vurguladı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın tutumuna ilişkin konuşan Rrecaj, onun tutumunun durumu daha da karmaşık hale getirdiğini, çünkü tutumlarının belirsiz olduğunu söyledi.
"Trump'ın ne yapmaya çalıştığını anlayamıyoruz." "Farklı mesajlar veriyor, ekibinin içinde bile belirsizlik var." Kırım meselesinin Ukrayna için zorunlu bir fedakarlık olabileceğini vurguladı.
Rrecaj, Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Washington'daki görüşmesine de değinerek, ikilinin beden dilini analiz etti.
"Yapılan araştırmalara göre iletişimin %70'i beden diliyle sağlanıyor. "Macron ve Trump'ın vücut dilleri son derece olumluydu. Bu, Avrupa ile ABD arasında ortak bir çizginin varlığına işaret ediyordu" dedi.
Trump'ın değerlere değil, somut çıkarlara dayalı işlemsel siyaseti öne çıkardığını, bunu uluslararası politikaya ilkeli bir realizm yaklaşımı olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.